"Ne kadar bilirsen bil; söylediklerin karşıdakinin anlayabildiği kadardır." Hz. Mevlana
Türkiye'nin %90'ı okur yazar; ama bunların çoğu ne OKUR ne YAZAR...
Atatürk, 22.03. 1923'de Konya'da yaptığı bir konuşmada "Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören hakiki alimler çıkabilir" demişti.
İsterseniz 5 üniversite bitirmiş olun, toplum normlarına aykırı davranıyorsanız cahilsiniz.
Örneğin kırmızıda lambadan geçmek; kurnaz davranmaya çalışıp, başkalarının sırasını çalmak; bir kadına laf atıp, ardından yüz vermedi diye ona hakaret etmek; gay'lere hasta gözüyle, ateistlere ve sizin gibi olmayan diğer herkese öcü gözüyle bakmak ve buna benzer "çağ dışı" davranışlarda bulunuyorsanız, o zaman bal gibi de cahilsiniz!
Cehaleti önlemek ve topluma faydalı bireyler yetiştirmek ilk önce devletin vazifesidir. Yani toplumun karakterini devlet belirler. Fakat cehaletin iktidar olduğu bir toplumda cehaleti önlemek biraz zor tabi...
Cehalet; memleketin üzerine kara bulut gibi çökmüş, veba salgını gibi yayılmış; çünkü cahil halkı yönetmek kolay. Medya organlarında bilgilendirici yayınların yerine boş, sadece gülmeli eğlenmeli programların olması, insanların dünya gündeminden yoksun bırakılmaları, sürekli "dikkat dağıtma politikası" uygulanması, kültürel faaliyetlere verilen desteğin azaltılması veya kesilmesi, cinselliğin ön plana çıkarılması, dinin kullanılması..tüm bunlar uzun vadede halkın cahilleşmesine ve cahil kalmasına sebep olur.
Anlayacağınız günde ortalama 12 saatini TV de bol tecavüzlü, aldatmalı, dolandırmalı, abisinin karısına sulanmalı diziler ve evlilik programları izleyerek geçiren, kendisi dışında kimseye saygı göstermeyen, çıkarı uğruna yaptığı her şeyi mübah sayan, topçuları, popçuları el üstünde tutan, geçen haftanın hakem hatasını saatlerce tartışan ama dünyadan bir haber, bugüne kadar hiç birşey okumamış, tarih ve siyaset hakkında hiçbir merakı olmayan, ama sağda solda duyduğu haberi başkalarına (üstüne kata kata) ezber okuyarak aktaran,kendi mantığına veya anlamadığı şeyi kötü sayan ve kaba davranmayı geçer akçe sanıp ülke yönetimini bile kabadayılığa teslim eden bir topluma dönüşmüş durumdayız resmen... Müzeler boş, AVM ve stadlar dolu...Ve bu toplum çocuk yetiştiriyor. Bu çocuklar en az bir 70 yıl aynı toplumda yaşayacak! Eeh sen kendini düzeltmedikçe, devlet tabii ki seni koyun gibi güder..
Atatürk boşuna, "Gerçek kurtuluş ancak cehaletin ortadan kaldırılmasıyla olur. Cehalet kaldırılmadıkça toplum yerinde kalıyor demektir, yerinde duran bir şey ise geriye gidiyor demektir" dememiştir.
Sadece 15 yıllık bir süre içerisinde ülkemizi ışık hızı denilecek boyutta karanlıktan aydınlığa taşıdı ve onun sadece 15 sene içerisinde yaptıklarını, ondan sonrakiler 70 senede yapamadı, aksine yerle bir ettiler!
"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" ve "Türk milletinin elinde tuttuğu meş'ale müsbet ilim meş'alesidir" diyen yine Atatürk.
Eğitimin, ilimin ne kadar önemli olduğunu neredeyse tüm konuşmalarında üstüne basa basa vurgulamıştır. Ama şu an sanki inadına inadına elimize ısrarla ilim değil, 'cehalet meş'alesini' sıkıştırmaya çalışıyorlar.
Cehaletle savaşmanın tek yolu insanları düşünmeye itmek; bireyin küçük yaştan başlayarak doğru ile yanlışı ayırabilmesini, sorgulamanın ve soru sormanın bir yaşam disiplini haline gelmesini sağlamak. Sadece çocukları değil, çevremizdeki herkesi!
Ancak eğitimle ufuklar aşılır, dağlar geçilir, dogma yıkılır, karanlıktan aydınlığa yelken açılır. Kültür sadece eğitimle ayakta kalır.
Sizi bilmiyorum, ama bize bütün dünyada saygınlık kazandıran, aklımızı kullanıp onurlu insanlar olmamızı sağlayan Atatürk’ü aşağılayan alim pozlu, ukala tavırlı zır cahilleri her gün halkın karşısına diken televizyon kanallarından ve gazetelerden gına geldi. Mahalle ağzıyla ülke yönetip, kendisi gibi olmayanları dışlayıp ve kolonları çatlamış bir binaya sadece bir kat boya sürüp ancak gözleri boyarlar, ama aklımızı asla!
Yaşasın "Laik" Türkiye Cumhuriyeti!
Arzu Şen
Kommentar schreiben