· 

Üç Yürek Üç Fidan

6 Mayıs 1972 - Bundan tam 48 yıl önce kaybettik onları, daha genceciktiler. 
Cesurdular, korkusuzdular, baş kaldırdılar, haksızlığa boyun eğmediler. Eğmedikleri boyunlarına bir ip dolandı, yine tek bir korkuları yoktu ölümden...ve yine cesurdular. 
 
Hayatlarını ülkenin bağımsızlığına adayan bu üç fidan o gece asıldı ve geride onların yüreklerindeki coşkuyu hisseden, hissetmeyi sürdüren bir sürü yoldaş bıraktılar.
 
Bugün 6 Mayıs, bugün günlerden Deniz, bugün günlerden Yusuf, bugün günlerden Hüseyin.
 
Sizlere zaten bildiğiniz hayat hikayelerini tekrarlamayacağım. Onun yerine idamdan önce yazdıkları son mektuplarını tekrar okumanızı ve hangi duygular içerisinde ölüme doğru yelken açtıklarını tekrar anımsatmak  istedim...
Ve şurada anlaşalım: 
Deniz, Yusuf ve Hüseyin'i yücelten asılmaları değildir; bağımsızlık uğruna kendi bedenlerini gözden çıkarmalarıdır!
 
Deniz Gezmiş'in Son Mektubu
 
Baba,
Mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. Ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. Fakat, bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. İnsanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler...Önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir. Bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. Ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. Benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın. Oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir. Bu yola bilerek girdi. Sonunda da bu olacağını biliyordu. Seninle düşüncelerimiz ayrı ama, beni anlayacağını tahmin ediyorum. Sadece senin değil, (...) anlayacağını inanıyorum. Cenaze için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. Ayrıca savcıya da bildireceğim. Ankara'da 1969'da ölen arkadaşım Taylan Özgür'ün yanına gömülmek istiyorum (not: bu son dileği yerine getirilmemiştir!!). Onun için  cenazemi İstanbul'a götürmeye kalkma. Annemi teselli etmek sana düşüyor. Kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. Kendisine özellikle tembih et. Onun bilim adamı olmasını istiyorum. Bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir. Son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğin olanca ateşiyle kucaklarım...
Oğlun Deniz Gezmiş
 
Yusuf Aslan'ın Son Mektubu
 
Sevgili Babacığım, 
Bu mektubu aldığın zaman ben ebediyen bu dünyadan göç etmiş olacağım. Ne kadar sarsılacağını tahmin ediyorum. Bir buçuk seneden beri, benim yüzümden nasıl üzüntü içinde olduğunuz malum. Bu son onayı da metanetle karşılamanızı sadece dileyebiliyorum.
Babacığım, bu olayda da annemin ve Yücel'in senin tesellilerine ve desteklerine ihtiyaçları çok. Bunun için ne kadar metin olursan hem senin sağlığın için hem de onlar için o kadar iyi olur. Elbette ki, yıllarca emek verip yetiştirdiğin bir oğlunun bir günde öldürülmesi kolay göğüslenecek bir olay değildir. Fakat siz benim ne için kimlere karşı mücadele verdiğimi biliyorsunuz. Ben bu açıdan rahat ve vicdan huzuru içinde gidiyorum. Sizlerin de bu bakımdan rahat ve huzur içinde olduğunuzu ve olacağınızı biliyorum. 
Babacığım, annemin ve Yücel'in, senin desteklerine muhtaç olduklarını yukarıda söylemiştim. Onları rahat ettirmek için bütün gücünü kullanacağından zaten eminim. 
Babacığım, burada şunu ilave edeyim ki, Yücel'in hastalığından kendimi sorumlu hissediyorum. Yücel için her şeyinizi ortaya koyacağınız hususunda da kuşkum yok. Ablamlar için söyleyeceğim: fazla üzülmesinden, olayın sarsıntıları geçtikten sonra normal hayatlarını devam ettirsinler. Mehtap'a ne diyeyim...Benim için her zaman bol bol öpün. 
Babacığım, ceza evinde kalan arkadaşları ara sıra yoklarsan, hallerini hatırlarını sorarsan çok memnun olurum. Her birisi oğlun sayılır. Dışarıda bizler için uğraşan dostlarımı ve dostlarını hiçbir zaman unutmayacağını biliyorum. Mektubum burada biterken sizi, annemi, Yücel'i, ablamı, Aziz abiyi, Mehtap'ı hasretle kucaklarım babacığım...Sağlıcaklı kalın...Hoşçakalın...
T. Yusuf Aslan
 
Hüseyin İnan'ın Son Mektubu
 
Babama, anneme, kardeşlerime ve yakın akrabalarıma, 
Söyleyecek fazla söz bulamıyorum. Bir insanın sonunda karşılayacağı tabii sonuç bildiğiniz sebeplerden dolayı erken karşıma çıktı. Üzüntü ve acınızı tahmin ediyorum. İleride durumunu çok daha iyi anlayacağınız inancındayım. Metin olunuz. Üzüntü ve acılarınızı unutmaya çalışınız. Bütün varlığımla hepinize kucak dolusu selamlar sevgiler!...Yazılacak çok şey var, fakat hem mümkün değil, hem de sırası değil...Candan selamlar
 
Savcı tarafından alınan Hüseyin İnan'ın bu mektubu da, Deniz Gezmiş ve Yusuf Arslan'ın mektupları gibi Babalarına teslim edilmiştir. Ayrıca, her üçünün elbiseleri, kol saatleri ve ceplerinde çıkan paraları da, infazından sonra babalarına verilmiştir. Deniz Gezmiş'in üzerinde 17 lira 50 kuruş, Yusuf'un 10 lira ve Hüseyin'in ise 21 lira bulunmuştu...                                                                                                                                              
Bu gencecik, koca yürekli, cesur insanların sonunda yaşama hakları ellerinden alındı ve kısacık ömürlerine bir milletin hikayesini sığdırdılar.
 
Peki size sorarım: Bu genç yürekler neden öldürüldüler?                                                                                  
Evet, aslında bir hiç uğruna kurban edildiklerinin cevabını Deniz Gezmiş bize yıllar önce vermiş; ''Biz şahsi hiçbir çıkar gözetmeden, halkımızın bağımsızlığı ve mutluluğu için savaştık.''
 

Kommentar schreiben

Kommentare: 0