· 

Mutluluk Raporu 2016

Her sene olduğu gibi bu yıl da Birleşmiş Milletlerin "Dünya Mutluluk Raporu" (World Happiness Report) yayınlandı ve 158 ülke arasında İsviçre dünyanın en mutlu ülkesi seçildi. Hemen ardında İzlanda, Danimarka, Norveç ve Kanada yer alıyor. En mutlu ve mutsuz ülkeler sıralamasına buradan göz atabilirsiniz: 
http://homment.com/happiness
 
Peki insanlar bu ülkelerde neden mutlu?
Araştırmacılar raporda insanların gelirini, yaşam beklentilerini, sosyal ağlarını ve hürriyet duygularını baz aldılar. Rapor Columbia Üniversitesi direktörü Jeffrey Sachs ve meslektaşları Kanada'lı John Helliwell ve İngiltere'li Richard Layard tarafından hazırlandı. 
 
Sachs'a göre sadece paranın değil, devlet tarafından sağlanan adaletin, güvencenin ve sağlığın hayatı mutlu kılan şeylerin olduğunu altını çiziyor. Meslektaşı Layard ise mutluluğun temeli çocuklukta atıldığını söylüyor. "Çocuklarımızın mutlu yetişkin bireyler haline gelmeleri , sosyal ve ekonomik açıdan topluma faydalı ve verimli olabilmeleri için onlara erken yaşta yatırım yapmamız gerekiyor" diyen Layard, yetişme tarzının çocukların tüm hayatlarını etkilediğini belirtiyor. 
 
İlk beşe giren ülkelerde dikkat çeken, hepsinde sağlam bir sosyal sistem olduğudur. Bu ülkelerde hava koşulları kötü ve insanlar güneşe hasret, ama buna rağmen insanlar mutlu; çünkü devlet insanlara yatırım yapıyor. Karşılıklı bir alışveriş var. Devlet kuralları koyuyor, ama insanlarda bunlara uyuyor. Çocuklara da çok yatırım yapan bu ülkeler, topluma faydalı birer yetişkin olmalarına yol açıyor (mesela eğitim bedava). Ayrıca zengin-fakir uçurumu bu ülkelerde çok düşük ve toplumun çoğunluğu orta tabakadan oluşuyor.
 
Türkiye'de durum tam tersi. Zengin-fakir uçurumu çok yüksek. Yolsuzluk konusunda rekor kırıyoruz. Çocuk ve yaşlılara yatırım konusunda her şey ortada zaten. Çocuk işçiliği, eğitim engelleri, sosyal eşitsizlik, insanlık dışı çalışma saatleri, düşük gelir, eğitimsizlikten kaynaklanan çocukları yanlış yetiştirme yöntemleri ve buna benzer bin bir türlü türlü insanın yaşam kalitesini düşüren sosyal adaletsizlikler almış başını gidiyor. Ülkemizde açlık sınırında yaşayan milyonlarca insan var ve bunu görmezlikten gelen bir devlet. Bu durumda insanların mutlu olmaları ne kadar mümkün olabilir ki?
 
Diğer taraftan her vatandaşında sorumlukları var tabi ki. Mesela kurallara uymak gibi. En basit örneklerden bir tanesi: Ne arabayla ne de yaya kırmızı lambadan geçmemek (bu ülkelerde buna zor rastlarsınız, çünkü insanlar kurallara uyuyor. Ayrıca yaya olarak geçtiğiniz zaman bile para cezası vardır). Türkiye'de kurallar olsa da uyan yok. Bu sadece trafik kuralları için geçerli değil.
 
Mutluluğun Coğrafyası
Amerika'lı muhabir, yazar ve gazeteci Eric Weiner 10 sene boyunca 30 ülkeden muhabirlik yaptı. Bu nedenle gittiği 30 ülkeden hep kriz, facia, felaketler hakkında haberler sundu. Sonra canına tak etti ve mesleğine son vererek aksine dünyanın en mutlu insanlarını araştırmak üzere ülke ülke gezmeye başladı. Sonuç; "Mutluluğun Coğrafyası - Dünyanın en mutlu insanlarının peşinde" kitabı. İşte bu kitaptan yola çıkarak, Weiner'in mutlulukla ilgili seyahat ettiği ülkelerde yaşadığı ilginç tecrübe ve görüşlerini sizlerle paylaşıyorum:
 
Mutluluğun sırrı nedir?
Weiner'e göre seyahat etmek çok önemli. İnsan bulunduğu yeri değiştirdiğinde keyfi yerine geldiğini belirten Weiner, yazar Henry Miller'in "Seyahat ettiğin yer sadece bir yer değil, aynı zamanda olaylara bakmanın farklı bir boyutudur" sözleri durumu özetlediğini söylüyor. Yani uzaklaşmak her zaman sağlıklı düşünmeye yol açar. Bu prensip insan ilişkileri için de geçerlidir.
 
Weiner, İzlanda ve İsviçre'de insanların mutluluk sırrını çözmek için bu ülkeleri bizzat araştırmak üzere Hollanda'nın Rotterdam şehrinde bulunan "World Database of Happiness" Araştırma Merkezi'ne gitti. Profesör Ruut Veenhofen ve çalışanları orada on yıllarca mutluluk hakkında tüm dünyadan bilgiler toplayıp, mutluluğu araştırmaktalar. Bu araştırma merkezinde mutlulukla ilgili ne varsa bulabilirsiniz.
 
Peki İzlanda'da insanlar neden bu kadar mutlu?
Weiner'e göre mutluluğun hava koşulları ve bölge ile ilgisi yok. Palmiye ve sahili olan bölgelerde insanlar "Armut piş, ağzıma düş" yaşam felsefesi ile hareket ediyorlar ve diğer ülkelere nazaran çok daha rahat, hatta tembeller. Soğuk bölgelerde insanlar çok daha zor şartlar altında yaşadıkları için birbirlerine muhtaçlar. Weiner'e göre hatta zaman zaman ölüm kalım savaşı içindeler. Bu da insanların birlik beraberlik duygusunu güçlendiriyor. Weiner,  mutluluğun kesinlikle sosyal ilişkilerle alâkalı olduğunu vurguluyor. İnsanlar maddi manada devletin verdiği güvene dayanarak bir yere kadar mutlu olabilir elbette, ama manevi ilişkilerin çok daha önemli olduğunun altını çiziyor Weiner.
 
Ayrıca İzlanda'da insanlar birlik ve beraberliğe çok önem veriyorlar. İnsanlar orada gerçekten büyük bir aile gibi yaşıyorlar. İşin garip tarafı, gerçekten aile olmaları! Yaklaşık 330 bin nüfusu olan İzlanda'da herkes bir şekil 7-8 nesil boyunca birbiriyle akraba. Bundan dolayı birbirlerini çok tutuyor ve her koşulda destekliyorlar. Ayrıca çok iyimser bir yapıya sahipler. Mesela yenilgilerin hayatın bir parçası olduğunu kabul eder ve önlerine bakarlar. Bizde ki gibi ajistasyona çok yer yoktur. Genel anlamda Avrupa ülkelerinde zaten insanlar çok daha rasyoneldir (yani duyguları ile değil, mantıkları ile hareket ederler).
 
Peki İsviçre'yi özel kılan nedir?
İsviçre tüm mutluluk araştırmalarında yıllardır hep üst sıralarda. Genel anlamda bu ülkelerde çalışma saatleri ve gelir seviyesi çok yüksek ve insanlar kendilerine çok vakit ayırabiliyorlar. Her 5 kişinden biri boş vaktinde gönüllü olarak bir sosyal kurumda yardım ediyor (Türkiye'de böyle bir şey mümkün değil, çünkü insanlar çalışmaktan nefes alamıyor). Kıskançlığın da mutluluğun en büyük düşmanı olduğuna inanan İsviçreliler belkide bundan dolayı yardımlaşmaya bu kadar önem veriyor. İsviçre'de insanlar doğa tutkunular ve tüm canlılara değer veriyorlar. Bir ülkenin gelişmişliğini görmek istiyorsan, hayvanlara ne kadar değer verdiğine bakacaksın dememişler boşuna. Bazı ülkelerde insanlara bile değer verilmezken, İsviçre ve hatta tüm Avrupa ülkelerinde hayvanlara çok değer veriliyor. Anlayacağınız bir çok konuda yaşam standardı yüksek olan İsviçre birinciliği fazlasıyla hak ediyor.
 
Fakir ülkelerde insanlar mutlu olabilir mi?
Uzakdoğu'yada giden Weiner, Budizm ve Hinduizm'e göre yaşayan insanlarında (zor yaşam koşullarına rağmen) mutlu olmayı öğrendiklerini ileriye sürüyor. Bunun tek sebebi az ile yetinmeyi bildikleridir. Beklentilerini çok alt seviyede tutup, geçmişte değil, çok geleceğe yönelik yaşıyorlar. Weiner, Tayland'da çok önemli birşey öğrendiğini söylüyor; Çok düşünmemeyi! Tayland'lılar çok düşünmenin zararlı olduğunu düşünerek "tamam, boşver, unut" anlamına gelen "Mai pen lai" sözlerini sürekli her durumda kullanarak, aslında bu cümleyle yaşam felsefelerini yansıttıklarını belirtiyor. 
 
Seyahat ettiği ülkelerden en ilginci ise Bhutan. Bu küçük ülkeyi farklı bir yazımda ayrıntılı kaleme alacağım. Okuduktan sonra neden bunu yaptığımı anlayacaksınız.
 
Genel Bakış
Anlayacağınız her ülkenin artı ve eksileri var. İnsanlar eksilerini artı haline getirmeyi, dengeyi sağlamayı bir şekil de öğrenmişler. İsviçre ve İzlanda'da hava soğuk ve karanlık, ama insanlar birlik ve beraberlikle, devletin verdiği güveni göz önünde bulundurarak dünyanın en mutlu insanları konumuna tırmanmayı başarmışlar. Ayrıca bu ülkelerde insanların seyahat edebilme imkânları var. Çalışma saatleri, gelirleri ve yıllık izinleri buna elverişli. Uzak Doğu ülkelerinde insanlar yoksulluk içerisinde yaşadıkları halde, az ile yetinmeyi ve her şeyi çok kafaya takmamayı öğrenmişler. Yani tüm bunları toplarsak yaşadığınız koşullar, hayata karşı tutumunuz, çevreniz ve çocukluğunuzdaki yetişme tarzınız insanın mutlu olmasında büyük rol oynuyor. Maddiyat ise hürriyet olmadıktan sonra pek önem taşımıyor. Nice Karibik ülkeleri var, yokluk içinde mutlu yaşayıp, şarkılar söyleyen insanlarla dolu ve nice varlık içinde yaşayan Arap ülkeleri var ki, hürriyetlerine zincir vurulmuş, hayatlarını yaşayamayan insanlarla dolu... 
 
Her nerede yaşarsak yaşayalım, belki de mutluluğun gerçek sırrı bardağın boş değil, dolu tarafına bakmayı öğrenmektir...
Arzu Şen

Kommentar schreiben

Kommentare: 0