· 

HOME - Yuva Belgeseli

İzlediğim onlarca belgesel arasında, aslında seçim yapmak zor olmalıyken, ben rahatlıkla HOME, yani YUVA belgeselini en sevdiğim ve hatta sıkılmadan defalarca izlediğim belgesel olduğunu söyleyebilirim. 

 

Peki bu belgeseli özel ve güzel kılan nedir?

 

''Lütfen beni iyi dinle. Sende benim gibi bir Homo Sapiens'sin. Akıllı insansın. Kainatın mucizesi yaşam yaklaşık 4 milyar yıl önce ortaya çıktı; biz insanlarsa yalnız 200 bin yıl önce. Yinede yaşam için temel olan dengeyi alt üst ettik. Bu sıra dışı hikayeyi iyi dinle, bu senin hikayen ve sonunu yazmak senin elinde'' sözleri ile başlayan bu belgeseli izlerken insanın tüyleri diken diken oluyor.

 

Bu Fransız yapımı belgesel; 5. Haziran 2009 yılında, yani Dünya Çevre Günü'nünde tam 81 ülkede aynı anda gösterime girerek bir rekora imza attı. Sadece sinemada değil; aynı anda dünyanın tüm popüler şehirlerinin büyük meydanlarında ve büyük ekranlarda yüz binlerce insan aynı anda seyretti. Paris (Eyfel Kule'si altında), Londra, Berlin, New York vs. Film, hiçbir ücret ödenmeksizin; ''5 Haziran'da dünya ile randevun var'' sloganı ile izlenebilecek her formatta yayına sunuldu, örneğin Youtube'da, televizyonda, Dvd olarak vs...

 

Belgeselin yönetmenliğine fotoğrafçı, gazeteci, çevreci Yann Arthus-Bertrand üstlenirken (National Geographiç, Life gibi dergiler için çalışmakta), prodüksiyona Denis Carot ve meşhur rejisör Luc Besson (Leon, Lucy, 5. Element) üstlendi. Filmin bütçesi 10 milyon dolar ise PPR şirketler grubu (Gucci, Puma, Yves Saint Laurent, Luis Vuitton vs...) tarafından finanse edildi. Hayatının çevreciliğe adayan Yann Bertrand-Russell, belgeselin film hakları olmadığını üstüne basa basa defalarca dile getirmiştir. Amaç para kazanmak değil, insanları bilinçlendirmek!

 

YUVA belgeseli, kocaman bir ekiple tam 217 günde, 54 ülke gezilerek, helikopterle, balonla, uçakla kuş perspektifinden çekildi.  Belgesel sadece görüntü olarak değil, anlatım olarak da büyük bir ziyafet sunuyor insanlara. Hiç görmediğiniz ülke ve bölgeleri, muhteşem doğa resimlerini, farklı din, dil,renk, ırk'tan olan ''insan ailesini'' çok etkileyici müzik eşliğinde izlerken, ağzınız açık kalacak ve ne kadar emek verildiğini bir kez daha görecek, hatta duygulanacaksınız. Dünyamızın, yani ''yuvamızın'' aslında nasıl bir cennet olduğunu ve insanların bu cenneti nasıl cehenneme çevirdiğini anlayacak, eminim zaman zamanda kızacaksınız.

 

Dünya, araştırmalara göre 4 milyar yıldır var. İnsanoğlu ise 200 bin yıldır. Teknolojinin gelişimi ile insanoğlu son 50-60 yılda dünyanın zenginliklerini, doğasını yok etti ve ediyor. Bu belgesel gözümüzü açmaya çalışıyor ve sadece görsel değil, etkileyici sözlerle de 'tüm bunlara rağmen geç değil, sorumluluk alma vakti geldi' dercesine insanları icraata davet ediyor. 

 

Ben 2009'dan bu yana belki 20 kez izledim bu belgeseli. Bulunduğum ortamlarda hep izlettirdim, sosyal medya yolu ile paylaştım. Bana kalsa okullarda, coğrafya dersinde bile işlenmeli! Sizde izleyin ve paylaşın, çünkü bu hikaye hepimizin ve tek YUVA'mızın hikayesi...Bunu baştan yazmak hepimizin elinde...

 

Belgesel birçok dilde mevcut. Aşağıda Türkçesini izleyebilirsiniz...İyi seyirler!

 

Arzu Şen

Kommentar schreiben

Kommentare: 3
  • #1

    Fatih Alkan (Montag, 30 November 2020 20:14)

    O kadar çok haklısın ki
    Bu belgesel ilkokul 1. Sınıftan başlayıp lise son sınıfa kadar tekrar tekrar öğrencilere izlettirilmeli. Bende 8-9 kez izlemişimdir.

  • #2

    fatihalkan3@hotmail.com (Montag, 30 November 2020)

    Paralel düşüncede insanlar ile karşılaşmak umut verici

  • #3

    hilal (Samstag, 20 Februar 2021 18:12)

    rica etsem bu belgeselin metnini paylaşır mısınız?