Dün, 29.01.2019 tarihli TEKE TEK programının tekrarını izledim. Konuk dünyaca ünlü jeolog ve deprem bilimci Xavier le Pichon'du. Kendisi 15 yıldır Marmara bölgesindeki ''Adalar'' fay hattını araştırıyor (en aşağıda programın videosu).
Deprem ile ilgili açıklamaları beni tekrar düşünmeye sevk etti; çünkü bende herkes kadar şu soruların cevabını merak ediyorum:
1. İstanbul'da deprem olacak mı?
2. Olacaksa ne zaman olacak?
Bu soruları çok merak ettiğim için sizin için detaylıca araştırdım.
1. Evet, İstanbul'da deprem kesin olacak.
2. Tam olarak ne zaman olacağı belli değil, ama KESİN olan 10 sene içinde ve 7 üstü olacağıdır (kimilerine göre 2025 yılına kadar olacak).
Peki tüm bilim adamları bu konuda neden emin?
Aşağıda Türkiye Kuzey Anadolu Fay Hattı depremlerinin tarihçesi. Gördüğünüz gibi bu depremler doğudan batıya doğru gerçekleşiyor; çünkü enerjinin büyük bir kısmı, kırılan segmentin komşusu olan segmentlere geçiyor ve orada birikiyor. 1999 da İzmit segmenti tüm enerjisini komşusu olan adaların altından geçen Marmara Denizi Segment'ine kaydırdı. Yani sıradaki deprem Marmara Denizi altında bulunan Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Marmara Denizi Segmenti'nde olacak. Kırmızı alarm veren bölge ise Adalar fayıdır.
Not: Segment ne demek? Fay hatları uç uça eklenmiş kibrit çöpleri gibidir, parça parçadır ve tümü fayın tamamını oluşturur. Deprem olduğunda genelde fayın tamamı kırılmaz, o segment dediğimiz parçalar kırılır.
Aşağıda Massachusetts İnstitute of Technology (MİT) tarafından yapılan bir analize göre beklenen depremin tam merkez üssü.
Hangi bölgeler en çok etkilenecek?
Kırılma noktası büyük olasılıkla direkt Marmara denizinde olacağı için, en çok İstanbul'u etkileyecek. Anlayacağınız Marmara kıyıları (sahil şeritleri) bıçak sırtında (özellikle Pendik, Maltepe, Kartal kıyılarında oturanlarla Zeytinburnu, Bakırköy ve Avcılar kıyılarında oturanlar daha çok etkilenecek (aşağıda resmi).
Çünkü sahil bölgeleri alüvyon arazi demek,bataklık ve çamur demektir. Tepelik arazi ise kayalık demektir.
Kaya depremin sarsıntısını emebilirken, çamur tam tersine deprem sarsıntısını daha da büyütüyor. Hele ki çamur üzerinde yüksek katlı bir bina varsa bu felaket üstüne felaket anlamına geliyor. Bunun nedeni şudur; alüvyon, yani çamur çok sallanan bir malzemedir. İstanbul dışında, Bandırma, Gebze, Bursa ve Yalova bölgesi de olası bir İstanbul depreminde büyük zarar görecektir. Tarihi depremlere baktığımızda bu sonuca varmak çok kolay oluyor. İzmit’te meydana gelen bir deprem Avcılar’ı yıkabiliyorsa, Adalar’da meydana gelen bir deprem de tabiatıyla Yalova’ya rahatlıkla zarar verebilir. Bu illere Tekirdağ’ı da orta zarar görecek şekilde ekleyebiliriz. Burada önemli olan evlerin dayanıklılığı ve kat sayısı.
Şimdi Gölcük depreminde neler olduğunu gördük. Eğer deprem İstanbul'u direkt vurursa (Kİ Türkiye'nin en büyük yerleşim bölgesi İstanbul'da) sonuçları vahim olacaktır!
Bu depremin kesin olacağını sadece bu Fransız jeolog demiyor, tüm jeologlar söylüyor. Profesyonel tahminlere göre Büyük İstanbul Depremi en geç 2025 yılına kadar, Adalar fayı yaklaşık 7.4-7.6 arası bir büyüklükle kırılacak. Bu tahmini doğrulayan birbirinden farklı üç bilim var; tarih, jeofizik ve istatistik bilimleri.
Kandilli Rasathanesi Müdürü Haluk Özener, “Kuzey Anadolu Fayı’nda 1939, 1942, 1944, 1957, 1967 ve 1999 depremlerinin kırdığı yerlere bakacak olursak, geriye kırılmayan bir tek Marmara Denizi’nin içi kalıyor. En iyi ihtimal, 7.2 büyüklüğünde deprem olacak. 20 yıl daha gecikirse büyüklük 7.4 olur. Depremle birlikte 3 metreyi bulacak tsunami bekliyoruz.” dedi.
Peki Türkiye depreme karşı ne önlemler alıyor? Büyük felaket kapımızı çaldıktan sonra mı aklımızı başımıza gelecek!
Japonya'da ilkokul'da deprem eğitimi veriliyor! Binalar sağlam ve raylı sistemle inşa ediliyor! Can kaybı olmasın diye her türlü önlemler alınıyor! Tekrar üstüne basa basa diyorum: İstanbul'da yaşayan 20 milyon insan bu felaketten etkilenecek! Önemli olan, depremden en az zararla kurtulmak ve bu konuda bilinçli davranmak. Deprem anında ne yapmanız gerektiğini açıklayan videolar var internette. Bunları izleyin ve izlettirin! İnsanoğlu doğası gereği kötü ve negatif düşünceleri aklına getirmek istemez. Ancak bu konuda lütfen en kötüsünü düşünün ve tedbirlerinizi ona göre alın!
Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener'in dediği gibi; "Maalesef depremden kaçış yok. Bizim depremle ilgili toplum olarak sorunumuz, çabuk unutuyoruz. Depremle yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor."
Aşağıdaki resimde tarif edildiği gibi, deprem çantasını hazırda tutmakta fayda var. Felaket kapıyı çalıyorum demez. 17 Ağustos 1999'da hepimiz gördük.
Tekrar bu acıların yaşanmaması dileğiyle...
Arzu Şen
Not: Xavier le Pichon dünyanın en ünlü, büyük jeologlarındandır. Vietnam doğumlu bir Fransızdır. Sismolojide, tüm levha sınırları üzerindeki hareket vektörlerinin toplamının sıfıra eşit olduğunu kanıtlamış olup levha tektonoğinin bugünkü şeklini ortaya koyan birkaç yer bilimciden biridir. Ayrıca kendisinin geliştirdiği bazı levha tektoniği modelleri mevcuttur.
15 yıldır Marmara Denizi'nde çalışmalar yapıyor ve İstanbul'da deprem olacağından emin.
Kommentar schreiben