· 

Su gibi akan zaman...

Zaman, sessiz bir testere gibi. Her şeye engel olabiliriz, ama su gibi akan zamana asla...

Öyle bir hızlı tempoyla yaşamaya kaptırmışız ki kendimizi, su gibi akan zamanın farkına varamıyoruz. Sabah kahvaltı, iş koşuşturması, biraz TV karşısında şekerleme derken, insan hoopp diye yatağa atıyor kendini ve film yine tüm hızıyla baştan başlıyor.

24 saati üç'e bölsek, ortalama 8 saat uyuyor, 8 saat çalışıyor ve sadece 8 saatini kendimize ayırabiliyoruz.
Yani kısacası 75 yaşında ki bir insan ortalama 25 sene uyuyor, 25 sene çalışıyor ve sadece 25 sene "gerçekten" yaşıyor.

Değerli yıllarımızı ömür boyu yaşayacakmış gibi savuruyoruz ve hep gereksiz şeylerle dertleniyoruz şu kısacık hayatımızda.

Çok büyük hayranı olduğum ve yıllar önce tanışma fırsatı bulduğum sevgili Zülfü Livaneli´nin dediği gibi: 'Bu dünyaya gelip gitmekte olan bir sincabın mutluluğunu yaşayamıyoruz. Sizi çevreleyen ortam durmadan mutsuzluk, durmadan kavga üretiyor. Televizyon ekranında kavga, mecliste kavga, gazete köşelerinde kavga, sokakta kavga. Bu ülkenin insanları, hayatı kendilerine cehennem kılmak için ne mümkünse yapıyorlar. Ne sağlığın değerini biliyor çoğumuz, ne sevginin, ne kibarlığın, ne inceliğin.' O kadar güzel ifade etmiş ki...

Dünyada bir izi bile kalmayacak birer faniyiz hepimiz aslında. Bir dakika sonra başımıza ne geleceğini bilemeyen birer nafile nefes. Nedir bu kavga, çekememezlik, ihtiras ve değer bilmeme edası...?

Zaman dediğimiz şey gerçekten sessiz bir testere gibi. Her şeye engel olabiliriz, ama su gibi akan zamana asla!

Biraz daha bilinçli yaşamakta fayda var. Insan dertten, ekmek parası mücadelesinden ve diğer yaşam kargaşalarından kendini ihmal ediyor; ama sağlık elden gittiği an, tüm her şey değerini kaybediyor. Stres bedenin en büyük düşmanıdır...

Sevgili Zülfü Livaneli yine asıl kıymetli olanları yine bir cümle ile özetlemiş:
"Mutluluk bizi sarıp sarmalayan dostlarımızdır, paylaşma duygusudur, merhamettir, erdemli kalma onurudur, sevdamızdır."

Zaman aşımına uğramadan bu değerlere sarılmanız dileğiyle...

 

Arzu Şen

Kommentar schreiben

Kommentare: 0